24 Mart 2025 Pazartesi

Sosyal Medya Yüzünden İhtiyaç Oluşumu: Dijital Dünyada Tüketim Kültürünün Yükselişi

Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Facebook, Instagram, TikTok gibi platformlar, sadece sosyal bağlantıları sürdürmekle kalmayıp, aynı zamanda bir tüketim alışkanlıkları yaratma aracına dönüştü. İnsanlar, sürekli paylaşılan içerikler ve reklamlar ile daha fazla şey alma isteği duyuyorlar. Ancak, sosyal medyanın bu etkiyi nasıl oluşturduğunu düşündünüz mü?

Sosyal Medyanın Bizi Nasıl Yönlendirdiğini Anlamak

Sosyal medya, hemen hemen her an erişebileceğimiz bir platform haline geldi. Bu platformlarda gördüğümüz paylaşımlar, influencer'lar ve markalar, gözlerimizi çekmek için sürekli olarak yeni içerikler üretiyorlar. Ancak, burada dikkate almanız gereken önemli bir nokta var: Sosyal medya genellikle insanların ihtiyaç duyduğu şeyleri değil, onların duygusal, sosyal ve psikolojik durumlarını hedef alarak onları satın almaya teşvik ediyor.

Örneğin, Instagram'da gezinirken, sürekli olarak yeni kıyafetler, makyaj ürünleri, dekorasyon fikirleri ve hatta tatil destinasyonları ile karşılaşıyoruz. Bu içerikler, genellikle "mükemmel yaşam" illüzyonunu oluşturuyor. Herkesin harika bir hayatı olduğu ve "yeterince" güzel/güçlü/zengin olunmadığı hissini uyandırıyor. Bu da, kişilerde eksik oldukları duygusu yaratıyor ve sosyal medya, bu eksikliği gidermek için ne yapmaları gerektiğine dair bir yol gösteriyor: Satın almak.

FOMO (Kaçırma Korkusu) ve Sosyal Medya Etkisi

Birçok kişi sosyal medyada gördüğü şeylerin gerçekliğini sorgulamıyor ve sadece bu dünyada "var olma" isteğiyle hareket ediyor. Başkalarının hayatlarını izlerken, kendimizi eksik, yetersiz hissedebiliyoruz. "FOMO" yani "Kaçırma Korkusu" (Fear of Missing Out), sosyal medyanın yarattığı duygusal tuzaklardan biridir. Bir kişi, başkalarının sahip olduğu şeyleri almak ve onların seviyesine çıkmak için bir ihtiyaç duyduğunu düşünür.

Bu da çoğu zaman sadece sosyal medyada gördüğümüz şeylere olan aşırı istekle sonuçlanır. Moda, teknoloji, tatil, gıda, vs. gibi bir dizi konuda insanlar sosyal medyada gördükleri içeriklere dayanarak gereksiz harcamalar yapabiliyor.

Sosyal Medyanın Tüketim Kültürünü Yükseltmesi

Sosyal medya, markaların ve şirketlerin hedef kitlelerine çok daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmasını sağladı. Influencer'lar, reklamlar, sponsorlu içerikler ve ürün tanıtımları ile sosyal medya, tüketim kültürünü teşvik ediyor. Kullanıcılar, sürekli olarak bu içeriklere maruz kaldıkça, kendi yaşamlarında eksik bir şeyler olduğu düşüncesine kapılıyor ve bu eksikliği gidermek için alışveriş yapmaya başlıyorlar.

Markalar ve influencer'lar, sadece bir ürün tanıtmıyor; aynı zamanda bir yaşam tarzı satıyorlar. Bu yaşam tarzı, genellikle "mükemmel" bir yaşam biçimini simgeliyor. Bunu aldığınızda daha mutlu, daha başarılı, daha çekici olacağınız mesajını alıyorsunuz. Bu, insanların yaşamlarında olmayan şeyleri satın almak için bir ihtiyaç oluşturuyor.

Sosyal Medya İhtiyaçları ve Kendine Yatırım Yapma Arasındaki Fark

Tabii ki sosyal medya sadece zararlı etkiler yaratmaz. Kullanıcılar, sosyal medya üzerinden kendilerini geliştirme fırsatları da bulabiliyorlar. Örneğin, bir kullanıcı kişisel gelişimle ilgili içerikler izleyerek eğitim alabilir, sağlıklı yaşam tüyoları ile daha iyi bir yaşam tarzı benimseyebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, sağlıklı bir yaklaşım benimsemek ve sosyal medyada gördüğümüz her içeriği "gereklilik" olarak kabul etmemektir.

Bir kişiye, sürekli olarak başarılı olmanın, sağlıklı olmanın veya trendleri takip etmenin baskısı yapılabilir. Ancak gerçek ihtiyaç, sosyal medyada gördüğümüz şeylerin çok ötesindedir. Kendimize değerli, anlamlı ve sürdürülebilir hedefler belirleyerek bu dijital dünyada dengeyi bulmamız önemlidir.

Sosyal Medya ile Dengeyi Bulmak

Sosyal medyanın yaratmaya çalıştığı ihtiyaçlar, çoğu zaman geçici ve yüzeysel olabilir. Ancak bu, bilinçli bir şekilde sosyal medya kullanarak, kendimizi bu etkilere karşı koruyamayacağımız anlamına gelmez. Kendi iç değerlerimize odaklanarak, sosyal medyadaki içerikleri daha eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebiliriz. Unutmayalım ki, gerçek ihtiyaçlar, birer ürün veya hizmetle değil, iç huzur, mutluluk ve sağlıklı yaşam ile şekillenir.

Sosyal medya dünyasında, bizlere satılmaya çalışılan her şeyin gerçekten gerekli olup olmadığını sorgulamak, kişisel olarak sağlıklı bir tüketim alışkanlığı oluşturmak için ilk adım olabilir.





24 Şubat 2025 Pazartesi

2025 Kış Modası: Sezonun Öne Çıkan Trendleri

 

Kış soğukları kendini hissettirmeye başlarken, 2025 sezonu da cesur ve sofistike trendleri beraberinde getiriyor. Gelin 2025 kışında öne çıkacak moda akımlarına göz atalım.

1.Metalik Dokunuşlar

Gümüş, altın ve bronz tonlarında parlayan kumaşlar, kabanlardan botlara kadar her parçaya lüks bir hava katıyor. Günlük şıklıkta bile metalik detaylara yer vermek, 2025 kışında stil sahibi olmanın anahtarı olacak. Özellikle gece davetlerinde veya özel etkinliklerde metalik parçalarla sofistike bir görünüm yakalamak mümkün.

2.Yün ve Kaşe Kabanlar

Oversize kesimler ve uzun formlar, kışın vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Özellikle camel, gri ve bordo tonlarındaki yün kabanlar, hem sıcak tutuyor hem de zamansız bir şıklık sunuyor. Farklı dokularla kombinlendiğinde ise hem klasik hem de modern bir tarz yaratmak mümkün.

3.Kırmızı Renk Hakimiyeti

Bu sezonun favori rengi kesinlikle kırmızı! Baştan aşağı kırmızı kombinler veya sadece bir kırmızı aksesuar, kış stilinizi ve enerjinizi anında yükseltebilir. Cesur ve iddialı bir görünüm için kırmızıyı deri ve yün gibi farklı materyallerle buluşturabilirsiniz.

Soğuk havalarda şıklığınızı tamamlarken, cildinizin de korumayı unutmayın!

Hava değişimleri cildinizi hızla kurutur. Kuruyan ciltler için en büyük sorunlardan biri, cildin elastikiyetini kaybetmesi ve tahriş olmasıdır. Hassas cilde sahip olan kişilerin, özellikle kış aylarında cildine ekstra özen göstermesi gerekir.

Vaseline Gluta-HYA serisi, GlutaGlow ve hyalüronik asit içeren formülü ile 5 günde daha aydınlık ve parlak* bir cilt sağlar. Serum etkili formülü ile ciltte hızla emilir, yağlı ve yapışkan bir his bırakmaz. 

Vaseline Gluta-Hya Serum Etkili Losyonları incelmek için tıkla.

*Aydınlık ve parlaklık iddiası ürün kullanılmadan önceki haline kıyasladır. Düzenli kullanımla yapılan klinik testlere göre.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Klasik Parçalarla Sürdürülebilir Bir Dolap Nasıl Oluşturulur?


Günümüzde sürdürülebilirlik sadece bir trend değil, aynı zamanda bilinçli bir yaşam tarzı haline geldi. Moda dünyasında sürdürülebilir bir dolap oluşturmak, zamansız ve kaliteli parçalar seçerek hem çevreye duyarlı olmayı hem de uzun vadede tasarruf etmeyi sağlıyor. Peki, klasik parçalarla sürdürülebilir bir dolap nasıl kurulur? İşte adım adım rehber:

1. Zamansız Temel Parçaları Seçin

Sürdürülebilir bir dolabın anahtarı, modası geçmeyen ve uzun yıllar kullanılabilecek kaliteli parçalardır. İşte gardırobunuzda olması gereken bazı temel klasikler:

  • Beyaz Gömlek: Hem resmi hem günlük kombinlere uyarlanabilir.
  • Siyah Blazer: Ofis şıklığından günlük tarzınıza kadar her kombini tamamlar.
  • Düz Renkli Basic Tişörtler: Kaliteli kumaşlardan üretilmiş tişörtler zamansızdır.
  • Siyah ve Lacivert Kumaş Pantolon: Her mevsim ve her kombinle kullanılabilir.
  • Kot Pantolon: Vücut tipinize uygun, kaliteli bir kot pantolon dolabınızın demirbaşı olmalıdır.
  • Trençkot veya Klasik Kaban: Mevsim geçişlerinde hem şık hem işlevseldir.
  • Siyah Babet veya Loafer: Günlük şıklık için ideal ayakkabı seçenekleridir.
  • Kaliteli Bir Deri Çanta: Uzun yıllar kullanılabilecek dayanıklı bir yatırımdır.

2. Kaliteye ve Dayanıklılığa Öncelik Verin

Sürdürülebilir bir dolap oluştururken önemli olan, az ama öz parçalar seçmek. Ucuz ve hızlı tüketilen kıyafetler yerine:

  • Organik pamuk, yün, keten ve bambu gibi doğal kumaşlardan yapılan parçaları tercih edin.
  • Dikiş kalitesine, kumaşın dayanıklılığına ve etik üretim süreçlerine dikkat edin.

3. Kendi Tarzınızı Belirleyin ve Renk Paletinizi Oluşturun

Sürekli alışveriş yapma ihtiyacını azaltmak için belli bir tarz ve renk paleti oluşturun. Nötr renkler (beyaz, siyah, bej, gri) kombin yapmayı kolaylaştırır. Ayrıca, sevdiğiniz birkaç ana rengi dolabınıza ekleyerek monotonluğu kırabilirsiniz.

4. İkinci El ve Vintage Alışveriş Yapın

Sürdürülebilir modanın önemli bir parçası, döngüsel ekonomiyi desteklemektir. Kaliteli ikinci el veya vintage mağazalardan klasik parçalar satın alarak hem eşsiz tasarımlar bulabilir hem de doğaya katkıda bulunabilirsiniz.

5. Bakım ve Onarım Kültürünü Benimseyin

Sürdürülebilir dolap, sadece kaliteli parçalar almakla sınırlı değildir. Kıyafetlerinize iyi bakarak ömürlerini uzatabilirsiniz:

  • Yıkama talimatlarına uygun şekilde yıkayın.
  • Az yıkayarak hem kıyafetlerinizi hem de su kaynaklarını koruyun.
  • Küçük onarımları yapmayı öğrenin veya terzilere yaptırarak kıyafetlerinizi daha uzun süre kullanın.

6. Dönemsel Değil, Zihniyet Değişimi

Moda trendleri gelip geçici olsa da sürdürülebilir dolap oluşturmak uzun vadeli bir yatırımdır. Alışveriş yaparken her parçayı bilinçli bir şekilde seçerek, ihtiyaç odaklı bir yaklaşım benimseyerek ve kıyafetlerinize özen göstererek dolabınızı zaman içinde dönüştürebilirsiniz.

Sonuç:
Klasik parçalarla sürdürülebilir bir dolap oluşturmak, daha az tüketerek daha kaliteli ve bilinçli bir moda anlayışı benimsemek demektir. Doğru parçaları seçerek hem şıklığınızı koruyabilir hem de doğaya duyarlı bir gardırop oluşturabilirsiniz.

Siz de sürdürülebilir moda hakkında ne düşünüyorsunuz? Favori klasik parçalarınız neler? Yorumlarda paylaşmayı unutmayın! 😊💚

6 Ocak 2025 Pazartesi

Patrones Dikiş Dergisi: Dikişe ve Modaya Yeni Bir Perspektif


Dikiş severlerin vazgeçilmez kaynaklarından biri olan Patrones Dikiş Dergisi, Avrupa modasının zarafetini ve şıklığını kendi ellerinizle yaratmanız için size ilham veriyor. İspanya merkezli bu dergi, dünyanın dört bir yanından hem amatör hem de profesyonel terziler tarafından tercih ediliyor. Peki, Patrones Dikiş Dergisi’ni bu kadar özel yapan nedir? Gelin, detaylara birlikte bakalım.

Zengin Moda Kalıpları

Patrones, her sayısında farklı tarzlara hitap eden geniş bir model yelpazesi sunuyor. Gündelik giyimden özel davet elbiselerine, spor kıyafetlerden çocuk giysilerine kadar geniş bir seçenek sunan bu dergi, okuyucuların dikiş becerilerini geliştirirken onlara yaratıcılık katıyor.

Her bir model, hem şıklığa hem de fonksiyonelliğe odaklanır. Avrupa modasını yansıtan zarif tasarımlar, dikiş tutkunlarının gardıroplarına özel bir dokunuş ekler.

Detaylı Dikiş Talimatları

Patrones Dikiş Dergisi, sadece kalıplarıyla değil, aynı zamanda detaylı talimatlarıyla da öne çıkar. Kalıpların kesiminden dikimine kadar her aşama özenle açıklanmış. Bu, dikişe yeni başlayanlar için büyük bir avantajdır.

Dergide yer alan talimatlar, uluslararası okuyucuların da faydalanabilmesi için genellikle çok dilli olarak sunulur. Bu, dikişe ilgisi olan herkesin projelerini kolayca gerçekleştirebilmesini sağlar.

Her Seviyeye Hitap Eder

Patrones, hem dikişe yeni başlayanlar hem de deneyimli terziler için uygun modeller sunar. Her sayıda yer alan “başlangıç”, “orta” ve “ileri” seviyedeki projeler, okuyucuların kendi dikiş becerilerine uygun bir çalışma bulmasını kolaylaştırır.

Kumaş ve Kalıp Önerileri

Patrones, tasarımlarınızın en iyi şekilde hayata geçmesi için kumaş önerileri de sunar. Her modelde, hangi kumaş türünün kullanılması gerektiği ve dikişte dikkat edilmesi gereken noktalar belirtilir. Bu, projelerinizi daha planlı bir şekilde yürütmenize yardımcı olur.

Kendi Tarzınızı Yaratın

Patrones Dikiş Dergisi, size sadece bir giysi yaratma fırsatı sunmaz; aynı zamanda kendi tarzınızı ifade etmenin bir yolunu da açar. Dergi sayesinde, moda dünyasından ilham alarak benzersiz ve kişiselleştirilmiş parçalar yaratabilirsiniz.

Patrones Dikiş Dergisi, dikişe olan tutkusu olan herkes için harika bir rehber niteliğindedir. İster yeni başlayan olun, ister deneyimli bir terzi, bu dergi size her zaman ilham verecek ve yeni projelere başlamanız için cesaretlendirecektir.

Ben hoşuma giden modellerin sayısını mutlaka alıyorum, ileriye yatırım... :)

Dikiş makinenizi hazırlayın, kumaşlarınızı seçin ve Patrones ile kendi moda dünyanızı yaratmaya başlayın!

9 Temmuz 2024 Salı

Sessiz Lüks Nedir?


Sessiz lüks, gösterişten ve abartıdan uzak, sade ve zarif bir şekilde lüksü ifade eden bir kavramdır. Pahalı markaları ve göz alıcı logoları ön plana çıkarmak yerine, kaliteli malzemeler, kusursuz işçilik ve zamansız tasarımlara odaklanır.

Sessiz lüksün temel özellikleri şunlardır:

  • Sadelik: Fazlalıklardan arınmış, yalın ve net bir estetik anlayışı hakimdir.
  • Zarafet: Detaylara özen gösterilir, her şey yerli yerindedir ve göze hitap eder.
  • Kalite: Kullanılan malzemeler en iyisidir ve işçilik kusursuzdur.
  • Zamansızlık: Trendlerden bağımsız, uzun yıllar kullanılabilecek tasarımlar tercih edilir.
  • Kişisellik: Kişinin zevkini ve tarzını yansıtır, özgünlük ifade eder.

Sessiz lüksün bazı örnekleri:

  • Basit bir tişört, kaliteli kumaştan ve mükemmel bir şekilde dikilmişse.
  • Zamansız bir tasarımda ve nötr renklerde bir çanta.
  • Doğal taşlardan yapılmış sade bir kolye.
  • El yapımı, kaliteli deri bir ayakkabı.
  • Rahat ve şık bir kot pantolon.

Sessiz lüks, sadece giyim tarzıyla sınırlı değildir. Yaşam tarzının her alanına uygulanabilir. Örneğin, sessiz lüks bir ev, gösterişli mobilyalardan ziyade kaliteli malzemeler ve işçilikle döşenmiş, rahat ve kullanışlı bir ev olacaktır. Sessiz lüks bir araba ise, pahalı bir markadan ziyade, güvenilir, konforlu ve çevre dostu bir araba olacaktır.

Sessiz lüksün asıl amacı, başkalarını etkilemek değil, kendinizi iyi hissetmektir. Bu tarzı benimseyenler, gösterişten ve tüketim çılgınlığından uzak, daha anlamlı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı tercih ederler.

Sessiz lüks, herkesin ulaşabileceği bir kavramdır. Pahalı markalara ve tasarımcılara ihtiyacınız yoktur. Önemli olan, kaliteli ürünlere yatırım yapmak, detaylara özen göstermek ve zamansız tasarımları tercih etmektir.




21 Mart 2023 Salı

Ekinoks - Uyanış



 Merhaba!

Bugün baharın ilk günü, bugün yeniden doğuş bugün eşitlik...

Ben baharda doğdum, insan doğduğu zamandan etkilenirmiş derler sanırım benim için çok doğru... Ben konuşmayı, gülmeyi, dans etmeyi, eğlenmeyi, sürekli hareket halinde olmayı çok severim...

Son yıllarda daha çok içime kapandığımı fark ediyordum uzun süredir, kıyafetlerime, saç rengime hatta yediğim yemeklere bile yansıyan bir kapanış...

Hobilerimi bıraktım, kendi kendime eğlenmeyi bıraktım, müzik duyduğum yerde dans ederdim bu kadar basit bir şeyi bile bıraktım...

Yaşanan felaketler, ekonomik kriz, pandemiden sonra başlayan sıkıntılar tabii ki etkili ama başka bir şey vardı sanki, enerjimi emen başka bir şey... 

Kişisel hayatımda yaşadığım sorunlar beni gerçek benden alıkoyuyordu adeta...

Hayallerimden vazgeçirmeye çalışıyordum kendimi hayatımdaki konumumdan dolayı, o olursa bu üzülür bunu yaparsam ona uymaz vs vs...

Daha da üzücü olanı uyanıyorsun, görüyorsun, unutuyorsun ve seni kısıtlamalarına izin vermeye devam ediyorsun...

Şimdi bakıyorum da yaşadığımız felaketi de göz önünden bulundurarak bu kadar anlık olan hayatta neden beni bu hale getiren her türlü oluşuma izin vermişim...

Bu yeni ay farklı diyorlar ondan mıdır yoksa artık dolan bardağı taşıran damla mı gelmiştir bilmiyorum...

Yıkmadan yenisini yapamazsın, evren boşlukları doldurur bazı yerleri boşaltmak lazım ki yenisi gelsin...

28 Şubat 2023 Salı

Sürdürülebilir Yardım Ne Demek?



 Merhaba;

Maalesef ülkemizi derinden etkileyen büyük deprem felaketinin ardından  günler geçti. İlk günler korku, panik, heyecan ve birçok farklı duygu ile elimizden geleni yapmaya çalıştık. İlk zamanlar için gerçekten yapmaya çalıştıklarımız oldukça önemli ve değerli hamlelerdi. Fakat sorun şu ki her olayda olduğu gibi afet durumunda da yapılan yardımların sürekliliğe sahip olması gerekmektedir. Yardımlarımızı sürdürülebilir hale getirirken en önemli noktalardan biri de kişinin kendisini zora sokmadan bu aksiyonları almasıdır. İlk günlerin bize yaşattığı duygular yavaş yavaş yerini daha sakin ve rutine dönmeye bırakacaktır. İnsan hayatının sağlıklı devam edebilmesi için bir şekilde rutine dönmesi gerekecektir. Normale dönerken orada yaşayan, etkilenen insanları unutmadan hareket  etmek gerektiğini düşünüyorum.


Yaptığımız ayni (yemek, kıyafet, ev eşyası vs.) yardımlar ilk başlarda oldukça ihtiyaca yarasa da uzun vadede yerini nakdi (parasal) yardıma bırakmak zorunda kalacaktır. İnsanlar kendi ihtiyaçlarını kendisi belirleyerek bir şekilde bu ihtiyaçlarını gidermek zorundalar.


Yardımlarımızın uzun soluklu olabilmesi için tek seferde büyük yardımlar yerine sürekli olacak yardımları tercih etmeliyiz. Süreç uzun ve sabır gerektirmektedir.


Sahip olduğumuz yeteneklerle elimizden geldiğince o bölgede zarar gören insanlara yardımcı olabiliriz. Örneğin; bir öğretmen ücretsiz ders takviyesi verirken, bir yaşam koçu manevi destek, psikologsa psikolojik destek verebilir.


Aynı zamanda ev ve kişisel yaşamla ilgili ihtiyaçlarımızı Afet bölgesinden satış yapan işletmeler aracılığıyla giderebiliriz. 


Lütfen aklınıza gelenleri paylaşın, ancak birlik olursak aşabiliriz bu günleri...



23 Temmuz 2022 Cumartesi

TÜBİS - TÜKETİCİ BİLGİ SİSTEMİ (BAŞVURU, ŞİKAYET ADIMLARI)



Merhabalar!

Tüketici olarak uyuşmazlık yaşadığınız konularda E-devlet üzerinden başvuruda bulunabileceğinizi biliyor muydunuz?

Şubat ayında aldığım kahve makinesi nisan ayında bozulunca firma ile görüşüp tamire göndermiştim. Aynı makine haziranda tekrar arızalandı. Yine firmayla görüşüp tamire gönderdim ayrıca mümkünse ürünün yenisi ile değiştirilmesini talep ettim. Fakat bırakın yenisi ile değiştirmeyi ürün tamir dahi edilmeden tarafıma gönderildi. Müşteri hizmetlerine durumu anlattığımda ürünü tekrar teknik servise göndermem konusunda çözüm olmayan bir öneri sundular. Evet ben aşırı sabırlı ve prosedürlere uyan bir insanım ama bir yere kadar. Burada bildiğiniz iyi niyeti kötüye kullanma, hatta tüketiciyi aldatma durumu var.


Neyse gelelim konunun özüne; daha önce cep telefonu konusunda böyle bir durum yaşamıştım. O zaman valiliklerden tüketici hakem heyetine başvurarak işlem başlatılabiliyordu. 
Şu an E- devlet üzerinden " Tüketici Hakem Heyetlerine Başvuru İşlemi" sekmesine gelerek uygulamaya git kısmını tıklıyorsunuz.



 Açılan ekranda öncelikle kişisel bilgilerinizi doldurup kaydederek adım adım ilerliyorsunuz. 
Elinizde pdf fatura varsa mutlaka sisteme yüklemelisiniz. 
Sistemden başvurunuzla ilgili tüm değişiklikleri yapabiliyorsunuz.


Mernis'te kayıtlı olduğunuz ikâmet adresine göre ilgili "Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına" iletilmiş oluyor.

Umarım bir problemle karşılaşmazsınız ama karşılaşırsanız lütfen yasal haklarınızı bilin ve mutlaka kullanın...:)




Keyifli günler...








18 Temmuz 2022 Pazartesi

LOTUS ÇİÇEĞİNDEN İLHAMLA


Lotus çiçeği, ruhsal temizliktir. Hatalara hayatında yer vermeyen ve kötülüklerden arınmış temiz kişiliği yansıtırlar. Ruhsal temizliğin simgesi olmasının nedeni pürüzlü yapraklara sahip olmasına rağmen tertemiz kalabilmesinden kaynaklanır. Her farklı ülkede farklı anlam taşıyan lotus özellikleriyle çok fazla ilgi çektiği için kutsal sayılır. Mısır’da yeniden doğuşu simgeler.  

Twitter'da rastladığım bir video hayattaki gerçekleri resmen yüzüme vurdu. Videonun linkini yukarı bırakıyorum. 

Videodaki ;

Lotus, insan...

Yosun, O hariç her şey...

Lotus her ne kadar temiz olsa temiz kalmaya da çalışsa, çaresiz kaldığı zamanlar olabiliyormuş.

Onu nefessiz bırakan yosun;

  • Haksızlıklar,
  • Adaletsizlik,
  • İhanete Uğramışlık,
  • Yalanlar,
  • Sadakatsizlik,
  • Riyakarlık,
  • Stres,
  • Üzüntü,
  • Kalp Kırıklığı,
  • Boşa çıkan güven,
  • Emeklerinin karşılığını alamaması,
  • Hayal kırıklıkları 
  • ve bitişler...

Yosunun bunlarla dolu mayası öldürüyor Lotus'u, önce yavaşça güzelliğini alıyor, sonra nefesini, yok ediyor onu kendi yaşamında var desen görünmüyor yok desen tamamen yok olmuş değil...

Maalesef her zaman bir el gelip kurtarmıyor Lotus'u, önce yosunun farkına varmak lazım sonrasında ne pahasına olursa olsun kurtulmak...Yosun pişman değil yosunun fıtratı o, sorsan onun ne işi vardı orda diyecek kadar yüzsüz, Lotus'u suçlayacak kadar kendini bilmez...

Eski güzelliğine kavuşuyor Lotus, üzerindeki yükten kurtulunca kendine geliyor, yeniden parlıyor, nefes alıyor...


İnsan önce onu mahveden nedenleri belirlemeli sonra ne pahasına olursa olsun onlardan kurtulmalı bazen acı çekse de bırakmak istemese de vazgeçmeyi bilmeli... Her Lotus kendine denk olanı tutmalı hayatında yosunla yarenlik etmemeli...








5 Nisan 2022 Salı

Kendime Notlar - 2005 Yazı



2005 yazı...

Bu hikayenin başlangıç tarihi...

Şimdi size bir şarkı her çaldığında insanı nasıl mahveder onu anlatacağım.

Okul tatil olmuş mis gibi bir yaz anlamadığımız bir nedenle rahatsızlanıyorum sık sık doktor, tahliller vs derken şüphe duyulan birçok rahatsızlık tabii en kötüsünü bekliyor doktorlar...

Yolum malum hastanenin o malum koridorlarına düştü, herkesin gülmeye çekindiği o yer...

İlk defa o yaz utandım saçlarımın gür ve uzun olmasından, sağlıklı bir şekilde merdivenleri çıkabilmekten, tatil hayali kurmaktan, bisiklet sürmekten, nefesim tükenene kadar yüzmekten, babaannemin erik ağacına tırmanıp en tepede taze erikleri yemekten, koşu yarışlarında hırs yapıp kazanmaktan, rengarenk giysilerimden, geleceğe dair umutlarımdan...

O koridordaki insanlar ölümle yaşam arasında ince bir çizgide yürüyordu, bazen açılan asansörden minicik bir beden kendinden büyük cihazlara bağlı olarak çıkıyor, bazen de o asansör bir tabut indiriyordu...

Minicik çocukların özenerek saçlarıma baktığını gördüğümde başladım şapka takmaya, 15 yaşında 45 yaşın yükü vardı sanki düşüncelerimde... Bir çocuk vardı asansörde karşılaştığımız benim yaşımda ya da benden birkaç yaş büyük; kocaman bir dikiş vardı göğsünde hep şapka takardı yüzü hala aklımda... İlk karşılaştığımızda ayaktaydı, sonra sandalyede, dahasını bilmiyorum, bilmekte istemiyorum açıkçası... İşte o yazın şarkısıydı bu her duyduğumda o koridoru hatırlatan canımı acıtan...

Benim tahlillerimde bir şey çıkmadı, sağlıklıydım çözülemeyecek bir durumla karşı karşıya gelmemiştim. Etrafımda pervane olan kocaman ailem, beni mutlu edecek her şeyin yapıldığı, önüme sunulduğu zamanlar yine... İnsan kendisi için sevinemez miydi o koridorda anlamıştım başkalarının acısının altında ezilmeyi...

O yaz büyüdüm ben, yine ruhum rengarenk, içim kıpır kıpır, hayallerim arşı alada, güçlü ve çok mutluyum ama büyüdüm işte hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı belliymiş o zamandan...

Sevdiğim şeylerden uzaklaşmışım fakında bile olmadan, hayallerim törpülenmiş, kanatlarımı çıkarmışım, renklerim soluklaşmaya başlamış, düşüncelerim yorgun...

Ama benim hayallerim var, göreceğim yerler, yüzeceğim sular, koklayacağım çiçekler, yiyeceğim çilekler, söyleyeceğim şarkılar, gideceğim yollar, dans edeceğim yağmurlar, izleyeceğim yıldızlar, tırmanacağım ağaçlar, çekeceğim fotoğraflar, çıkacağım dağlar...

Şimdi kendime soruyorum değiyor mu kendini üzmeye basit sebeplerle, bırak gitsin, unut bitsin...

Sen yaşamana bak sana verilen tek bir hediye var o hediyeyi en iyi şekliyle kullan, buna engel olan ne varsa sıyrıl ve kurtul, nefes al ve devam et... 

 

Ekliyorum sizin için o şarkıyı... 

Melodisi bile içimi acıtmaya yeten gözlerimi dolduran malum şarkı... 

https://www.youtube.com/watch?v=G0dwjmigI7w





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...