13 Ekim 2020 Salı

Emily in Paris





 Netflix’in yeni gözdesi: Emily in Paris!

Paris’i gezeyim sokaklarını göreyim insanları hakkında az çok fikrim olsun derseniz izlenebilir. Ama Paris şıklığı, ışıltısı, nezaketi olsun, hayatıma bir şeyler katsın, insanları da ne de güzeldir derseniz ı-ıh… Sizi tatmin edebilecek nitelikte değil.

Emily başarılı hırslı bir kız öyle birini izlemek güzel de bel altı espriden kadının sadece obje olarak görülmesinden de sıkıldım ya hu.. Dizide hoşuma giden sadece 2 cümle oldu:

“-Biz çalışmak için yaşamayız. Yaşamak için çalışırız.”

“-Biz partide ve yemekte asla iş konuşmayız.”

Şimdi geniş özete geçelim,

Öhöm öhöm! Başlıyoruz efendim. 10 bölümden ve ortalama 28 dakikadan oluşuyor dizimiz. Emily kızımız Şikago’da pazarlama sektöründe çalışan başarılı hırslı bir Amerikalı. Patronu(bağlı olduğu üstü) şirketlerinin görevlendirmesiyle Paris’e Emily de onun boşalan koltuğuna geçecek. Patronu gayet mutlu Paristekiler olgun kadın sever, master dilim iyi ki fransızca vs derken tam da gideceği gün kokladığı parfüm midesini bulandırıyor ve hamile olduğunu anlıyor.

Ve Emily için macera başlıyor…

Şirketin onun için tuttuğu eski bir daireye yerleşiyor, camı açıyor, fotoğraf çekiyor veeeeeeee instagram adını “EMİLYİNPARİS” diye değiştirerek fotoğraflarını paylaşmaya başlıyor.

Emily fransızca bilmediği, amerikan kültüründen geldiği ve oradakilerden fazla disiplinli, hırslı, istekli, rüküş evet gerçekten rüküş olduğu için ha bir de oradaki patronu Slyvie’den daha genç, güzel olduğu için sürekli olarak bir mobbing görüyor.

Mobbinglere aldırmadan engelleri aşarak başarı üstüne başarı kazanıyor ama duygusal yönden de bir o kadar talihsizlik yaşıyor önce sevgilisi terk ediyor sonra onu sevdiğini düşündüğü komşusunun sevgilisiyle tanışıyor(ve en iyi arkadaş oluyorlar ama komşusunu sevmeye devam ediyor) sonra başka biri sonra başka biri sonra başka biri daha derkeenn…mutluluğu bu sezonda ………… (izleyen olursa spoi vermeyeyim ama merak eden yazsın söylerim hahah.)


Dizi bittiğinde “Sizde tek eşlilik yok mu kuzum? Kadının orada hiç mi değeri yok? Ne yani her şey erkekler için mi? Aldatmak gerçekten bu kadar normal mi? ” dedim ve bulunduğum kültüre teşekkür ettim. (Ufak bir örnek vereyim adamın karısı ve metresi birbirini tanıyor, karısı Emily’nin kocasına daha çok yakışacağı düşünüyor ve bunu Emily’ye söylüyor…I-ıh böyle şeylere gülenlerden olamıyorum ben. Keşke kimse gülmese de bu durumlar da normalleşmesee… )

Not: Aileyle izlemenizi tavsiye etmem :D



Yazan; Merve




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...