20 Mayıs 2020 Çarşamba

Kendini Yeniden Doğurmak

Hayatta her şeyiyle var insan. Mutluluk, hüzün, sevinç, hayal kırıklığı... Bizi biz yapan yıllar boyu üzerimize yapışıp ruhumuzu ve karakterimizi oluşturan onlarca etken. Mesele şu an ne olduğumuz değil, şu dakikadan sonra ne olarak yaşamak istediğimiz. Kinci biri mi, hayalperest mi, yalnız mı, mutlu mu? Hepsi şu dakikadan sonrasıyla ilgili; geçmişi unutun kendinizi yeniden doğuracak güç içinizde...





Kaybetmek istemedikleriniz,
Nasıl göründüğünüz,
Kim olarak yaşamak istediğiniz,
Hayatınızda olmaması gerekenler,
Zarar veren alışkanlıklar,
Mutlu hissettirenler,
Olmazsa olmazlar,
.
.
.
Ve en önemlisi ömür boyu yanınızda olmasını istediğiniz nefesler...

Cevapları dürüstçe sadece kendinize verin bu sizin hayatınız varsa pişmanlıklarınızı telafi edin. Nefes aldığınız sürece düzelmeyecek hiçbir şey yok yeryüzünde. Çabalayın, ısrar edin, telafi etmeye uğraşın, kendinizi önce kendinize sonra çevrenize anlatın. Sizi seven insanlar için kendiniz için bu hayatı en iyi şekilde yaşamaya çalışın. Her doğum sancılıdır, biz yeniden doğmaya niyetlendik unutmayın daha da çok sancı çekeceğiz. Hayatta pişman olacağınız inatlaşmalara girmeyin, kural çok basit yaşamayı sevin, sevilin ve sizi sevenlerden asla vazgeçmeyin! Gittiğiniz kapı defalarca yüzünüze kapansa da gidin, gitmemenin pişmanlığını yaşamazsınız; doğayı sevin, sevdikleriniz için ölümüne mücadele edin. Unvanınız, gücünüz, mal varlığınız değil yanınızdaki nefes sizi yaşatacak unutmayın! 

Çok güzel bir fotoğraf 👍


*Yazının sonuna geldiğinizde umarım yıllardır görüşmediğiniz o kişiyi arar, elinizdeki sigara paketini atar, aynadaki görüntünüzle barışır ve sevdikleriniz için gözünüzü budaktan sakınmazsınız. 


Yeniden doğuyoruz!










19 Mayıs 2020 Salı

İnsan Bilançosu




Baldo Pirinç - Yemek.com




Bir kavanoz pirincin var, akşama lezzetli bir pilav yapacaksın. İhtiyacın olan kadarını aldın bir tabağa; tabii içinde küçük taşlar toplarken karışmış birkaç ot parçası vs...

Eee ne yapacaksın şimdi pilav iptal mi?


İnsan hayatı bir avuç pirinç gibi, mükemmel saflıkta değil. Önemli olan bilançosunu doğru çıkarmak.

- Hatalarım 
-Eksiklerim
- Zarar aldığım konular
-Zarar verdiklerim
-Gereksiz kırdıklarım
-Gereksiz kırıldıklarım

Liste uzayıp gider, pirincin içindeki taşlar misali hayatımızdaki sorunlar. En önemlisi ben kimim sorusunu dürüstçe cevaplayabilmek. Eminim bilanço çoğumuzun hoşuna gitmeyecek; tabii gizli bir narsist değilseniz. :) Hataları görmekten daha önemli bir şey varsa oda onları kabul edip düzeltmeye çalışmak. Hatalarla gurur duymak diye bir şey olamaz. Bir insanı kırdığın için kendinle gurur duyamazsın. Ya da birinin hakkını yediğin için evet yedim ama ben yaptıysam doğrudur diyemezsin.

Pilav nasıl yapılır - Yemek Tarifleri - Tatlı tarifleri

O zaman başa dönelim pirinçleri güzelce temizleyelim, yıkayalım ve pilavımızı yapalım. Her pilavın lezzetli olması için iyice demlenmesi gerekir. Karakterde öyle hataları belirleyip temizlemek lazım, oturması lazım o iyilik halinin. Taşlı bir pilavı yemek istemediğimiz gibi ruhumuzu da kirli bırakmayalım. Lezzetli yemek herkesin hakkıysa güzel bir yaşam da hakkımız. Yaptığımız her şey bizimle direkt kendi hayatımızla ilgili...











KİNTSUGİ & WABI - SABI SANATI - Japon Felsefesi

"Dünya herkesi kırıyor ve sonra bazıları o kırık yerlerden daha güçlü çıkıyor.”
Ernest Hemingway


"Kintsugi, aslında hiçbir şeyin gerçekten kırılmadığı, Antik Japon Felsefesine dayanır. Kitnsugi tekniğini kullanan sanatçılar, kırılmış seramikleri altın ve gümüş ile birleştirerek, yaşanmışlığın özgün ve benzersiz izlerini taşıyan eserler ortaya çıkarırlar. 500 yıllık bir geleneğe sahip olan bu teknik, kırılan objelere kaybettikleri fonksiyonlarını kazandırmanın ötesinde, değerli bir yaşam dersi sunar.
Kintsugi, kırılmanın aslında bir bozulma ve yokluğa gidiş değil, yeni bir varoluş biçimi olduğuna işaret eden, umut dolu yaşam metaforları üreten bir sanattır.
Kintsugi, kırılmış bir tabağın, değer verilerek üzerinde çalışıldığında, olumlu düşüncenin olağanüstü bir kanıtı haline gelebileceğini gözler önüne sermesi bakımından da ilginçtir."
Mend Your Prized Porcelain with Kintsugi - Phoenix Home & Garden

"Önemli Kintsugi ustalarından biri şöyle diyor: “Kırık eşyadaki güzelliği tamir etmiyorsunuz. Oradaki güzellik, o nesneye nasıl baktığınızla ilgili. O kırık eşyadaki potansiyeli görebiliyoruz, normalde çöpe atılacak o eşyayı yeniden kullanıyor, yeniden doğmasını sağlıyoruz.”
Şimdi ruhlarımızı, bedenimizi, düşüncelerimizi, hayatlarımızı tamir etme zamanı... Bir nesneden daha değerli olan benliğimizi altın varaklarla kuşatmalı; eskisinden daha gösterişli hale getirmeliyiz bu hayatı!
Hepimizin bir şansı olduğuna inanıyorum, hatta buna eminim!
Yaşadığımız sürece umut hep var!


18 Mayıs 2020 Pazartesi

İnsanı Tüketmek


Kendini mükemmel sananlar ve hatalarıyla gurur duyanlar lütfen yazıyı okuma zahmetinde bulunmasın...

- Ne oldu bize, ne ara bu hale geldik?
- Neye benzemeye başladık?
- Bizi ele geçiren hırslarımız sonumuzu mu getirdi acaba?
- Evde kalma sürecinde neler yaşadık?
- En çok güvenip en çok kaybettiğimiz şeyler neler?
- Ne kadar aciz olduğumuzu fark ettik mi?
- Maddi ya da manevi güçsüz olduğumuz anlar peki?
- Bencilliğin sınırını aştığımızda ne gördük?

Hepimizin hayata tutunmak,yaşamak ve başarmak gibi hırsları var, insan doğası gereği yaradılıştan beri hep oldu ve olacak. Ama biz bu hırsları fazlasıyla abarttık sanki. 1000 lira kazansam yeter derken 10.000 bin lira yetmedi, 3 pantolon - 2 gömlek tamam derken evlerimizde  giyinme odalarımız doldu taştı. Ayağımızı yerden kesen arabalara değil aldığımız maaşın 20-30 katı değerindeki arabalara değer verdik. İnsanların ekmek bulmak için neler yaptığını unutup son model cep telefonları için kendimizi parçaladık. Zengin - fakir fark etmeksizin herkes at gözlüğünü takıp pastadan en büyük dilimi almanın peşine düştü. Hemde savaşta her yol mubahtır korkunçluğuyla.

Gecenin perdesi, yanıp sönen ışıklar,uzun zamandan kalan hatıralar, kalbimi açık pembeye boyayan duygular.



Sevdiğimiz insanlar çıkarlarımıza ters düştüğü an onları düşman ilan ettik. Kendimize bencil ve büyük bir dünya kurarak başladık işe, en önemli ve öncelikli olan tabii ki bizdik. Bizim hayallerimiz gerçek olmayı hak ederken etrafımızda ne varsa görmezden geldik, çünkü biz zaten onlar için en iyisini düşündüğümüze inandırdık kendimizi. İnsanların seçimleri, değer yargıları olabileceğini göz ardı ettik. Çoğu zaman anne-baba, çocuk hatta ömür boyu yaşamayı düşündüğümüz eşleri hırslarımız uğruna kurban ettik. Hata benimse onunla gurur duyarım hastalığı sardı etrafımızı. Hataları görmezden geldik, görünce onları savunup haklılığına kendimizi de inandırdık. Ne zamandan beri hakaret, kavga, küfür güç göstergesi oldu? Sesi daha çok çıkan, gücü yeten haklı mı oldu? Sadece kendi kırgınlıklarımızı konuştuk karşımızdaki sessiz çığlıklar atarken düşüncelerin üzerinde dans ettik. Sonunda gittikçe yalnızlaştık, fiziksel ya da manevi yalnızlaşmadan bahsediyorum. Ama yine akıllanma ruhumuz, doymadı gözümüz, sizce de yeniden doğmanın vakti gelmedi mi?


Diğer yazıda gözden geçirelim mi kendimizi???












Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...