Geçen 1 Mayıs tatilinde arkadaşım geldi.Ne yapalım falan derken Konya'ya gitmeye karar verdik.Hem maneviyatı güçlendirelim hem değişiklik olsun dedik. :)Zaten kimle konuşursam şimdi gezdiniz gezdiniz evlenince çocuk olunca kalırsınız evde diyor.Tabii ben bu görüşü savunanlardan değilim, insan isterse her türlü gezer.Annemden biliyorum. :)
Gelelim Konya gezimize;otogardan inince hemen önünden dolmuşlar geçiyor, tramvayda var ama biz dolmuşu seçtik gideceğimiz yere daha yakınmış.
Önce Mevlana Müzesi'nden başladık gezmeye.Müze girişleri 5 lira.Ben müze gezmeyi sevdiğim için Müze Kart aldım.Sınırsız geçişleri olan Müze Kart 50 lira.Diğeri 40 lira.Öyle çok kalabalık vardı ki her yer yerli-yabancı turist doluydu.Çoğu yere girebildik yinede itiş-kakış.
Mevlana Müzesi'nden sonra Şems-i Tebrizi'nin Türbesini ziyaret ettik.Elif Şafak'ın AŞK kitabı yeniden canlandı gözümde.Bir parkın içinde bulunan Camii'de yer alıyor türbe.Açıkçası sorarak bulmak daha mantıklı çünkü yeri çok belirgin değil.Alaaddin Tepesinde yine aldığımız tavsiyeler arasındaydı.Orada da bir çay içip çevreyi izledik.
İnceminare gittiğimiz son Müzeydi.En çok ilgimizi çeken yer orasıydı desem abartmış olmam.
Konya'ya kadar gitmişken meşhur tatları denemeden gelmek olmazdı.Mevlana Müzesi yakınlarında bulunan Deva Restaurant'ta Etli Ekmeğimizi yeyip ( aman aman et yoktu içinde :) çarşıdan hediyelik eşya ve şekerlerimizi alıp daha hava kararmadan döndük. :)
Konya'da övdükleri birkaç yer daha vardı Meram Bağları vs. ama araba olmadan gidilemeyeceği için biz şehir merkezinin dışına çıkmadık.Gitmeyi düşünenler için benim nacizene fikrim doğal güzellik aramayın dediğim gibi inanç turizmi düşünenler için ideal. :)
Bu da benim her yerde bulduğum prensi olmayan at, nerede benim prensim sevgili at? :))
Mutlu Günler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder